Aman Allahım diyeceğim bir kitap!!!
Yazarı Hazret İnayet Han. www.okyanusyayincilik.com çıkmış ve Harun Ömer Tarhan ve Aftab Talat Kamran'nın tertemiz Türkçesiyle kitaplaştırılmış.
Müziği severim, ritim duygusu bambaşka bir his verir.Biri bir şey başlatır ve onu tanımayan başka biri onun gibi salınır. Çok güçlü bir idare mekanizması. bu idare mekanizmasını en iyi kullanan popüler müzik, gerçekten görünmez iplerle kitleleri oradan oraya yönlendiriyor. Bunlarda hepimizin bildiği şeyler.. .Aynı tür müziği dinleyen insanlar bir süre sonra hep birlikte titreşir ve çoğunlukla da biraz abartıp başka türlü titreyen müzik türlerini alçaltabiliyor. Opera dinleyen insanlar açıkça yargılanırken popüler müzik kitlesi bir burun bükme efektiyle saf dışı edilebilir. Yargının altı üstü olmaz sanırım, en dengeli si yansız olmak. Sonuçta her türlü müzik kitlesine bir birlik duygusu yaşatıyor ve bu mükemmel bir his.Bugün en aşağıdan gelen titreşimlerle sevişen kulak yarın en yüksekten gelen titreşimleri kucaklayan bir gelin olmaz mı?
Benim kulağıma yapışan ses geçen yıl doğum yapmak için yerleşen 2 kumruya "nasıl bakacağız bu aileye" araştırmasına internet üzerinden araştırırken oldu. Kumruydu güvercindi nasıl beslenirdi derken bir yerlerden Nicolai Tesla'nın namlı bir güvercin sever olduğuna dair hikayeyi okumaya başladım.Adamın hayatı o kadar tesirli ki bir göz ucuyla bakıp çıkamıyorsunuz.Balkondaki kumruları katiyen ellememizi ve yuvalarına dışarıdan yem dahi taşımayacağımızı öğrendikten sonra başladım Tesla'yla ilgili önüme geleni kurcalamaya. Yaptığı ve konuştuklarının ortak noktasında titreşim diye bir kelime vardı. Herşey onunla özetlenebilir, kozmos onunla anlanabilir, titreşimi bilen kendini bilir,kemdini bilen Rabbini bilir.. .titreşimde titreşim... Konuya ilgim buradan başlasa da temel fizik, matematik eğitimim yok ve formüller üzerinden anlayışa çevirebilmem!!!!
Ooo yoooo,bu bana 2 beden büyük bir konu. Ama merakta ediyorum... Bende pratik olup titreşim ve ahenk konusunu kendi yaşamına entegre etmiş erdemlilerin hayatına bakayım diye dal bilgi mahiyetinde arayışlara daldım. Bu davranış şekli bile titreşime bir örnek aslında, sanki beat çalarken azıcıkda soul alayım der gibi; böyle kuştu yemdi, Teslaydı derken karşıma Hazret İnayet Han isimli çok ilginç bir müzisyen ve çok kıymetli bir Sufi çıktı... Tanıtmak istediğim kitapta ona ait müthiş kuvvetli titreşimli bilgileri yumuşacık bir titreşime dönüştürüp aktardığı sözlerinden oluşuyor. Sanırım bu da dünyanın en incelik isteyen işlerinden biri...şey gibi biraz,çok büyük bir sorunun çaresini bulmuşsunuz ama bu karşınızdakilere saçmadan, adaletle dağıratak ve bu işi büyük alçakgönüllükle yapmak durumunuzda kalmanız gibi. Yani kitabın yazarın kumaşı nedeniyle hiç bir billboard da göremememizin aslında çok iyi bir şey olması gibi...
Kitap İnayet Han'ın öz yaşamını anlatmıyor. Müzikten, sesten, ilahi sesten ve bunlara uyumlanmaktan, ahenkten olmaktan bahsediyor. Gayet yansız bir şekilde titreşimin ne olduğunu, faydalı ve faydasız nasıl kullanıldığını ve en önemli titreşimin nefes/ses olduğunu anlatıyor. Bu tür kitaplarda her okuduğumda bana başka şeyler anlatır. Zira ilk okuduğmda ki anlayış seviyem yazılan herşeyi kavramaz ama muhakkak fikirlerde bir esneme yapar. Aradan zaman geçip tekrar elime aldığımda o esnemekten dolayı açılan boşluklara yeni anlayışlar girer ve genel de şöyle derim "aaa kitabın burasını atlamışım..." İşte o nokta aslında okuduğum bir paragrafı o zaman henüz alacak yerim olmadığı için alamadığımı gösterir. Ama en güzeli, tekrar elime aldığım bir kitapta bu "atlamışım bu bölümü galiba" durumunu hissetmem çünkü geçen zaman içinde boşa yaşamamışım demektir, içimde bir yerlerde açılma olmuştur ve buna çok şükür derim. Yani diyeceğim o ki, kitabın içeriğinden bahsederken kendi kısıtlı alanıma düşen jetonları paylaşabilirim, bir başkası okuduğunda muhakkak bambaşka parlamaları yakalayacak; bu öyle bir kitap...
Kendi yaşamı, müzik,ses ve söz üzerinden kendi deneyimlerini ve ufkunu paylaşmış. Yalnız söyleyeyim ufuk çok geniş!
Müzisyenlik ve Sufi öğretisi karışınca da olanlar olmuş.Kitap yazara ait ön deyişle beni yeri yıkan şu sözle açılıyor:
"MÜZİĞİ BIRAKTIM; ÇÜNKÜ ONDAN EDİNMEM GEREKEN HER ŞEYİ EDİNMİŞ BULUNMAKTAYIM. BİR KİMSENİN TANRI'YA HİZMET EDEBİLMESİ İÇİN EN SEVDİĞİ ŞEYİ KURBAN ETMESİ ZORUNLUDUR; BEN MÜZİĞİ KURBAN ETTİM, EN SEVDİĞİMİ..."
... sessizlik...
Hadi buyur... Herkesin jetonu kendine.
Şimdilerde evren sırlarını daha fazla açmaya başladı, karadelikte ne oluyor, ezoterik gelenekler,öğretiler, kapalı gelenekler giderek yayılmaya başladı. Bir şey çoğalınca bize düşen onu iyi elemek galiba yoksa sahte peygamberlerlerin instagram hesabı olanlarına çarpmamak olası değil. Ancak bu hakikat yolcusunu pek ırgalamaz. Ustası sorgulama diyen bir yol ve yolcu olmadığı için genellikle elime reçete veren kim varsa oradan ufaktan uzar. Yolcunun gözü yoktur ki sonuç arasın, yolcu kalbiyle süreçte hareket eden kişi.
Eğer hayatınızda anlık mucizeler için bir beklentiniz yoksa işin keyfini anlayışı geliştire geliştire çıkaranlardansanız bu kitabı tavsiye ederim. Hatta benim gibi hem süreci takip etmek isteyip hala bir gözünüz sonuçlara kayıyorsa daha çok tavsiye ederim.Hiç yargılamadan bunu yapamadığımız yerleri de örnekliyor ki insan kendini yalnız hissetmiyor. Oradan alıyor satır arasında elementler ve titreşimlerin ilişkisine atıyor bizi.
Dümya düalite mekanı,her şey ikilikten oluşuyor. En basitinden siyah varsa beyaz var. İnayet Han bize birliğin dünyasından ve onun titrnden bahsetmiş; ikiliğin krallığında "Birliği" hissedip tesirini anlatabilmek önemli bir liyakat.İnayet Han bedenen aramızdan ayrılmış olsa bile, olasılıklar evreninde fikirleriyle yaşayıp aydınlatmaya devam ediyor. Tuhaf bir şekilde elimden bırakamadım ve bende ki tesiri yumuşacık bir ezgi dinlemek şeklinde oldu.
Yolculara kafadan tavsiye ediyorum ve çevresinindekilerin kendisini anlamadığından muzdarip herkese... Ahenk olsun, şifa olsun
Kommentare